Yeşil Mutabakat Çağrısı, sadece Avrupa Birliği üye ülkeleri için değil, aynı zamanda topluluğa aday ve partner ülkeler için de çok büyük bir fırsat kaynağı olmuştur. Çevreci kaygılarla oluşturulmuş bu proje kapsamında 11 öncelikli alan belirlemiştir. Bu alanlar arasında öne çıkanlar iklim değişikliği ile mücadele; temiz, erişilebilir ve güvenli enerji; temiz, döngüsel ekonomi için sanayi; enerji ve kaynak verimliliği sağlanmış binalar; sürdürülebilir ve akıllı ulaşım; tarladan çatala tarım, ekosistem ve biyoçeşitlilik; sıfır kirlilik, toksiklerden arınmış çevre; Avrupa Araştırma Alt Yapılarına destek için bilginin güçlendirilmesi; uluslararası işbirliği. dir.

Çevreyle ilgili hedeflere ulaşmak için küresel bir çaba gerektiğinin bilinciyle bu çağrıyı yapan Avrupa Komisyonu, karar verdiği uygulamalar kapsamında birliğe gerçekleşecek ihracat faaliyetlerini denetleyici bir mekanizma oluşturacak ve çevreci üretimin çıktısı olmayan ürünlere ve hizmetlere ekstra bir ücretlendirme sistemi uygulayacaktır. Diğer bir taraftan, oluşturulan çevreci plan kapsamında faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör şirketlerine, oluşturulan projenin verimliliğine göre bir fon desteği sağlayacaktır.

Türkiye, Avrupa Birliğine üyelik süreci boyunca hali hazırda belli bir ilerleme kaydetmiş, Avrupa Birliği ile derin ve geniş kapsamlı bağ kurmuş olsa da Yeşil Mutabakat süreci Türkiye’nin rekabet gücü, ticari faaliyeti ve dönüşüm aşamasında oluşturacağı riskleri açısından iyi değerlendirilmelidir.