Karbon dioksit (CO2), Metan (CH4), Nitröz Oksit (N2O), Hidroflorür karbonlar (HFCs) gibi atmosferde kızılötesi ışınları tutarak atmosferin ısınmasına neden olan sera gazlarının atmosfere verilen miktarına sera gazı emisyonu denir.
Peki, sera gazı emisyonu doğamıza neden zarar vermektedir? Fosil yakıt kullanımı, ormanların kıyımı, sentetik gübre kullanımı, endüstriyel prosesler ve hayvancılık gibi insan kaynaklı faktörler atmosferin sera gazı emisyon miktarını artırmaktadır. Fosil yakıtların enerji amaçlı olarak termik santrallerde, araçlarda, ısıtma sistemlerinde yakılması ve bir yandan da yeşil örtünün azalmasıyla atmosferdeki sera gazı emisyon miktarı giderek artmaya devam etmektedir. Bu faktörlerde atmosferimizi yormakta; küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi küresel çapta geri döndürülmesi çok zor zararlar meydana getirmektedir.
Tüm bunlar meydana gelirken elbette bizlerin de sera gazı emisyon miktarını azaltmak için gerekli önlemleri almak isabetli olacaktır. Örneğin; yükte hafif ama paha biçilemez bir önlem olarak ağaç dikmek karşımıza çıkmaktadır. Bu şekilde atmosferimize derin derin nefesler aldırmak için harekete geçmiş olunacaktır. Bunun yanında; atık suların arıtılması, ulaşımda ve taşımacılıkta toplu taşımanın tercih edilmesi, atmosfere bırakılan metan ve karbon dioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinmesi, fosil yakıtlar yerine örneğin bio dizel yakıt kullanılması, Güneş enerjisinin önünün açılması ve nükleer enerjide karbon sıfır olduğu için dünyada bu enerjinin ön plana çıkarılması alınacak önlemler arasındadır.
Sera Gazı Emisyonunu azaltmak üzere nihai amacı atmosferdeki sera gazı birikimlerini, iklim sistemi üzerindeki tehlikeli insan kaynaklı etkiyi önleyecek bir düzeyde tutmayı başarmak olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kabul edilmiştir. Bunun yanında Paris Anlaşması, Kyoto Protokolü gibi uluslararası çapta anlaşmalar da sera gazı salımlarını stabilize etmeyi hedeflemektedir.